stres

Komşumun oğluyla ders çalışıyorduk mutfaktaki masada. Dersin sonuna gelmiştik. “Çok gerginim” dedi, ertesi günkü sınavını kastederek. “Daha Lise 1’desin, sen    seneye gör bakalım” dedim. “Sınavdan önce gerginliğimi atamazsam kötü yapıyorum sınavda” dedi. “Kız arkadaşın yok mu?” diye sordum gülümseyerek. Güldü,    “yok” dedi, sonra “sen varsın ya Derya abla” dedi. “Nasıl yani?” diye sordum, şaşırmıştım. “Ya biraz yardımcı ol işte Derya abla ya!” falan demeye başladı. Elini dizimde hissettim, okşuyordu yumuşak yumuşak. “Oğuz kendine gel” dedim. Ayağa kalktı, “ya bişey yapmıycaz    ki, sadece biraz okşayayım” dedi ellerini omuzlarıma koyarak. Lise 1. sınıftaydı ama 1.84 boyuyla benim gibi 1.63 kızı ne isterse    yapardı. Omuzlarımdan hafifçe çekerek ayağa kaldırdı beni. Elleri omuzlarımdan göğüslerime gitti. Önce okşamaya başladı yavaşça, sonra parmaklarını gömdü göğüslerime, mıncıkladı    bir süre. Bir eli göğsümdeyken iyice yaklaşıp vücudunu vücuduma birleştirdi ve diğer eliyle kalçamı okşamaya başladı. aletinin sertliğini karnımda hissediyordum. İleri geri sallanmaya başlamıştı, karnıma bastırıp duruyordu. Karnımdaki baskıya takıldığım .    için gömleğimin düğmelerini çözmüş olduğunu farketmedim. Sütyenimin üstünden mıncıklıyordu göğsümü.    aletinin karnımdaki baskısı beni de biraz heyecanlandırmıştı, ama aramızdaki 7-8 yaş fark yüzünden düşünmek istemiyordum böyle bir olasılığı. Eteğimi sıyırıp    kalçalarımı okşamaya devam etti diğer eliyle. “Nasıl” dedim, “gerginliğin geçti mi?”. “Geçmeye başladı” diyerek gömleğimi iki yana açıp omuzlarımı açtı.    Boynumu omzuma kadar öpmeye başladı. Bazen öpüyor, bazen emiyor, bazen de dilinin ucuyla yalıyordu. Boynumda bir morluk yaratmamaya dikkat ediyordu. Elleriyse eteğimi sıyırmış, kalçamı okşayıp mıncıklıyordu. Yavaşça ittirip beni bırakmasını sağladım. “Bu kadar stres attığın yeter herhalde” dedim gömleğimi düzeltirken.    “Daha fazla gerildim” deyip aşağıya baktı. Bakışlarımı aşağıya çevirince pantolonunun önünün iyice kabarmış olduğunu gördüm. “Beni böyle eve yollama Derya abla, lütfen” dedi. “Ne yapıcam ben ya? Ne istiyosun benden?” dedim. Eve böyle giderse mastürbasyon yapmadan rahatlamayacağını, ama odasına    gidene kadar annesinin ya da babasının onu öyle görüp bir temiz sopa çekeceğini anlattı bir çırpıda. “Bırak rahatlayayım burada, öyle gideyim” dedi. “Nasıl yani, burada mı yapacaksın?” dedim şaşkınlıkla. “Lütfen Derya abla!” dedi. Açıkçası daha önce hiç görmediğim için merak da ediyordum. “Bana bak ortalığı batırırsan fena olur!” dedim. Sevindi, “merak etme batırmam” dedi, pantolonunu inirdi, sonra da donunu. Kocaman aleti bütün haşmetiyle ortadaydı. Gözümü alamıyordum. Bunu farkedince “nasıl, beğendin mi?” dedi. “Saçmalama, hadi ne yapacaksan yap” dedim. Karşısında dikiliyordum. onu seyredeceğimi, nasıl yaptığını görmek istediğimi anlamıştı. “Ama bu haksızlık” dedi, “sen beni gördün, ya ben? Hem zaten bitirebilmem için bana yardım etmen gerek”. “Ne yardımı?” dedim. “Mesela… sütyenini çıkarsan?”“Ne?! Oğuz saçmalıyorsun artık!” “Ama bak yumuşamaya başladı”. Gerçekten    de eski boyundan daha bir küçülmüştü. Nasıl yaptığını görmek istiyordum. “Tamam! Ama birisine anlatırsan babanla görüşeceğiz, ona göre!” dedim. Sütyenim önden kopçalıydı, açtım ve dolgun göğüslerimi serbest bıraktım. aletini sıvazlamaya başladı yukarı aşağı. Boşta kalan elini uzatıp göğüslerimi okşamaya başladı. Nefesi hızlanıyordu. Eli göğsümü mıncıklıyor, yoğuruyordu adeta. Birini bırakıp öbürünü mıncıklıyordu. Göğüs uçlarım gördüklerim ve hissettiklerimden dolayı belirginleşmişti.Birden ayağa kalktı ve iki eliyle de göğüslerimi mıncıklamaya başladı. Eğilip göğüs uçlarımı da emiyordu. “Oğuz dur!” demeye kalmadan beni kalçalarımdan tutup kucakladı    ve mutfak tezgahına oturttu. Bense onu itmeye çalışıyordum dur falan diyerek, ama gömleğimi omuzlarımdan kollarıma sıyırınca ellerimi iki yana açıp    tezgaha tutunmak zorunda kaldım. Elleri yine göğüslerime kilitlendi, yanlardan bastırarak mıncıklıyor, göğüslerimi ortaya doğru sıkıştırıyor ve başını göğüslerimin arasına bastırıyor, göğüs uçlarımı bir birini, bir diğerini emiyor, göğüslerimi hafif hafif ısırıyordu. “Oğuz dur artık!”, “Oğuz lütfen!”, “Oğuz yeter!” demekten dilimde tüy bitmişti. Kollarından tutup durdurmaya çalışsam da hiç bir faydası .    yoktu. Ben de heyecanlanmıştım; göğüs uçlarım sertleşmiş ve renkleri koyulaşmıştı,    o da bunun farkındaydı, ama olmaması gerek diye düşünüyordum. Birden durdu ve benden uzaklaştı biraz. Onu durdurabildiğimi düşünüp fırsattan istifade hemen tezgahtan yere atladım. Beni belimden tutup olduğum yerde bir çırpıda çeviriverdi ve srıtmdan tezgaha doğru bastırdı. Elini sırtımda tutuyordu,    doğrulamıyordum, ama giderek boğuklaşan sesim “Oğuz…..”la başlayan cümlelere devam ediyordu. Diğer eliyle eteğimi yukarı sıyırıp kalçamı avuçlamaya başladı. Ayağıyla ayaklarımın iç kısmına bir kaç kez vurunca bacaklarım iki yana açılıverdi ben ne olduğunu anlayamadan. Bir an sonra da eli kadınlığımdaydı.    Külotumun üstünden parmaklarını dudaklarımda hissettiğimde “Oğuz…”lu cümlelerim yarıda kesildi. Başımı arkaya çevirip baktığımda mutfak dolabının camından yansıyan görüntü içimde direnen son kaleyi de yerle bir etti;Ellerim tezgaha dayalı, başım ellerimin arasında, göğüslerim gömleğimin içinden aşağı doğru sallantılı bir şekilde serbestçe duruyor, belime sıyrılmış olan eteğim sıyrıldığı yerden düşmüş, arkamda, Oğuz’un bacaklarımın arasını okşayan elinin üzerinde toplanmış, sert erkekliği de kalçamdan birkaç santim uzakta. Boynum ağrıyana kadar –ki pek uzun sürmedi- bu görüntüye baktım, sonra başımı çevirdim ve gözlerimi kapadım.    Bir eli sırtımdaydı, ama artık bastırmıyordu beni, sırtımı sıvazlıyordu yumuşakça. Diğer eli de bacaklarımın arasında geziniyor, dokunduğu yeri ateşle yakıyordu sanki. Külotumun sıyrıldığını hissettim. Nefeslerim sıklaşmıştı. Bir an sonra da eli kalçamdaydı. Biraz okşadıktan sonra, parmakları kalça yarığımı izleyip kadınlığımı buldu. Parmaklarını dudaklarıma gömdü. İlk kez bu sırada inledim. Elini azıcık ileri geri ittirip sıvazlayarak beni avuçlayıp bırakıyordu ritmik bir şekilde. Avcunun arka deliğime yaptığı baskı ile parmaklarının kadınlığıma gömülmesi inlemelerimin şiddetini arttırmıştı. Avuçlayışıyla inliyor, bırakışıyla güç bela nefes alıyordum.    Elini çekti. Neler oluyor diye başımı kaldırıp mutfak dolabına bakmamla aynı zamanda eteğimin altına sokmuş olduğu başını görmem ve dudaklarını ıslak kadınlığımda hissetmem bir oldu. “Islan hadi, biraz daha istiyorum” deyip heryerimi yalayıp emiyordu. Koca ağzını bir sülük gibi yapıştırmış,    ciğerlerinin tüm gücüyle sıvılarımı emiyordu. O emdikçe ateşleniyor, ateşlendikçe inliyordum. .    Sonunda beni boşalttı, içimde ne varsa ağzına akıttım yaşadığım zevkle    birlikte.Doğruldu ve eteğimi yukarı kaldırıp kalçalarımı iki yana ayırdı. Bu sefer badana yapan dili değildi. Bir eliyle kalçamı tutuyor, diğer    eliyle başını aşağı yukarı sürtüp duruyordu. Aldığım zevkten nefes alamaz hale gelmişken erkekliğini hangi deliğime yerleştireceğini düşünüyordum. Kendi sıvıları ve benimkiler karışmış, badana sayesinde her yerimi ıslak ve kaygan yapmıştı. Erkekliğinin başını dudaklarımın arasında hissedince rahatlayarak inledim. Daha önce arkamdan    yapmamıştım çünkü. Yavaş, ama durmadan içime kayıverdi. Elleriyle kalçalarımı ayırıp iyice ittirdi erkekliğini içime. Tamamen doldurmuştu içimi. Belimden tutup ileri    geri hareket etmeye başladı. İlk başta yavaş hareket ediyor, içimdeki her santimi bana hissettiriyordu, sonra hızlanmaya başladı. Hızlandıkça topları bızırıma    çarpıyor, beni zevkten zevke sürüklüyordu. Ellerini göğüslerime gömdü ve beni kendisine çekti. Kıçımı dışarı çıkarmış, hafifçe öne eğilmiş bir şekilde    ayakta duruyordum. İçimden çıkmadan ve hareketlerine ara vermeden beni çevirdi ve camlı mutfak dolabına yaklaşmaya başladık. Zaten içime her girişinde .    ileri bir adım atıyordum. Camdaki görüntümüz yeterince büyüyünce durduk. Bana camdan beni nasıl becerdiğini seyrettirmek istiyordu. Sarsıla sarsıla düşmüş ve sadece arkası kalkık olan eteğimin altından sertçe nasıl içime girip çıktığını, tüm vücudumu nasıl sarstığını, beni nasıl inlettiğini, gömleğimin içinden    göğüslerimi nasıl yoğrup mıncıkladığını seyrediyordum ayakta. Tamamen onun kontrolünde olduğumu .    seyrediyordum. bunu farkedince ikinci kez, daha da coşkulu olarak boşaldım,    boğazımı yırta yırta. Ben sakinleşirken o da yavaşladı ve içimden çıktı. Sandalyeye otururken elini saçlarıma doladı ve nazikçe çekti. Erkekliğine    doğru eğilmiştim şimdi. “Sıra sende” dedi, “merak etme, fazla uğraştırmaz, seni becerirken nerdeyse akıtıyordum içine.” Dizlerimin üzerine çöktüm, ıslak erkekliğini .    elime aldım.Gövdesini tutunca şeffaf sıvısı aktı ucundan. Ucunu yalamaya başladım. Tuzlu sıvısı yapış yapıştı. Biraz daha yaladım, sonra dudaklarımı yapıştırıp    erkekliğinin ucunu emmeye başladım. Biraz daha aldım ağzıma, ucu tamamen ağzımın içindeydi. Başımı ileri ittirip ağzıma alıyor, geri çekerken emiyordum. Gövdesini de aşağı yukarı sıvazlamaya başladım. İnlemeleri artıyordu. Bana doğru eğilip göğsümü mıncıklamaya başladı. Ritmik hareketlerim devam ediyordu. Birden böğürtüsünü duydum. O sırada boğazıma sıvılarını fışkırtmaya başladı, boşalıyordu. Başımı geri çekecekken ne yapmaya çalıştığımı anlamış gibi başımı tuttu ve kalçalarını ileri geri oynatmaya başladı. İlk attırdığını boş bulunup yutmuştum, ama ağzımda biriktirmeye başlamıştım. Ağzıma girip çıktıkça dudaklarımdan çeneme süzülüyordu. Artık    sıvı gelmiyordu ama bir nebze yumuşamamış erkekliğinin ağzımın içinde attığını hissediyordum. Başımı bırakınca kendimi geri çektim biraz, ve sıvılarını dilimle    dışarı ittim. Hepsi dudaklarımın her yanından çeneme, oradan da göğüslerime akıyordu. Kalkmak için dizlerimin üstünde doğrulunca göğsümü mıncıklamaya başladı, diğer eliyle de çok hızlı bir şekilde erkekliğini sıvazlıyordu. Yüzüne bakıp “bir daha mı?” diye sordum. İnlemelerinin arasında “eveth” dedi. İlkinde ağzımın içinde diye görememiştim, o yüzden gözlerimi dikip bakmaya başladım. Göğüslerimi kopartırcasına avuçlayyıp erkekliğini sıvazlaması biraz daha sürdü. Aynı tanıdık    böğürtüyü duydum, sıvılarının erkekliğinin tepesinden yavaş yavaş akacağını beklerken bir şampanya şişesi gibi şiddetle patladı. İlki attırışı burnumun sol yanağımla .    birleşitği yere geldi. Korkup ani bir refleksle gözlerimi kapattığım iyi olmuş, ardarda gözkapaklarıma patlattı iki üç tane. Her attırışında küçük çığlıklar atarken açtığım ağzıma ucunu dayayıp akıtmaya başladı. Yutmamak için dilimle engelliyor, dışarı itiyordum. Çenemden akan sıvılarını erkekliğiyle yanaklarıma sürüyor, sonra ağzıma sokuyordu. Beni kendine çekip erkekliğini göğüslerime de sürdü.Yaptığı .    “badana” sayesinde kaşlarımdan göğüslerimin altına kadar sıvılarına bulanmıştım. Doğrulup kalktı    sandalyeden. “Teşekkür ederim Derya abla, ne stres kaldı ne bişey” diyordu erkekliğini külotuma silerken. Sonra giyindi ve ders ücretini masaya bırakıp çıktı. Gönderen: ceycey
Canli sikiş sohbeti yapmak için beni araya bilirsiniz. 00 237 800 00 66

Bir cevap yazın